Hizlial.com’un Büyük Ödülü Audi A5

Türkiye’de kendi kategorisinde 3. sırada bulunan hizlial.com’un Audi A5 kampanyası sonuçlandı.Ödülün sahibi İzmir Selçuk’tan Aslı Karadağ oldu. Karadağ, ilk kez üye olarak alışveriş yaptığı hizlial.com’dan bir netbook satın aldı. Satın alırken de hızlıal.com’un ‘Şimdi Al Nisan’da Öde’ kampanyasından faydalandığını belirten Karadağ, Audi A5 çekilişine katılma hakkı kazandığını ifade etti. Karadağ, ödülü kazanabileceğini hiç düşünmediğini ifade ederek, sonuç açıklandığında çok şaşırdığını ve büyük sevinç yaşadığını söyledi. Karadağ, “Yaptığım alışverişin ödemesine başlamadan ödülü aldım. Hala inanamıyorum” dedi. 2007 yılından beri 28 ayrı kategoride 150.000′i aşan ürün çeşidi ile faaliyet gösteren Türkiye’nin en büyük alışveriş sitelerinden biri olan www.hizlial.com’un 28 ayrı kategoride 150.000′i aşan ürün çeşidi bulunuyor. Tüketicilere sık sık kampanya fırsatları sunan hizlial.com’un son kampanyasında Audi A5′in yanı sıra 5 adet Samsung Led TV, 5 adet iPhone4, 5 adet HP notebook, 5 adet Sony Play Station 3, 10 adet Viewsonic netbook, 5 adet MSI PC, 25 adet Fujifilm fotoğraf makinesi toplamda 66 adet daha ürün hediye edildi. Gold Grup bünyesinde faaliyet gösteren hizlial.com’un 500.000′in üzerinde üyesi bulunuyor. Türkiye’de ilklere imza atan hizlial.com’un parçalı ödeme ve kapıda kredi kartına taksitle ödeme seçenekleri ile üyelerine avantajlar sağlıyor.

Kaynak:Nethabercilik

40 Saniyede 1600 Kilometre

İngiliz bilim adamları, dünyanın en hızlı otomobilini yapmak için kolları sıvadı.Bu otomobile çok bir kara uçağı demek daha doğru. 13 metrelik aracın mermi ve sesten daha hızlı olması hedefleniyor. İngiliz yapımı "Tazı", gerçekleştirebilirse tam bin mil, yani 1609 kilometre hız yapabilecek. Hızı 40 saniyede saatte 1600 kilometreye çıkabilecek. Bu inanılmaz sürat, gelecek yıl Kuzey Afrika’nın düz ve boş çöllerinde denenecek. Aracın bu sürate, sadece 16 kilometrelik bölümünde ulaşması bekleniyor.
Şimdilik sadece bilgisayar animasyonunda bu sürate ulaşabilen "Tazı"’nın yapımı başladı. İngiliz mühendisler, sesten hızlı aracın yapımı için harıl harıl çalışıyor.
Aracın prototipi hazır, bir yandan da bu inanılmaz hızda aracı rotasında tutmak ve yaşanabilecek diğer sorunlarla ilgili çalışılıyor.
Aracı İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri’nden bir pilot kullanacak.
Tazı’nın bilgisayar simülatöründeki denemelerine mühendislerin yanında bilgisayar oyunlarında uzman çok sayıda öğrenci de katılıyor.
Şimdiki rekor da yine İngiliz yapımı Thrust adlı araca ait.
Thrust, 1997 yılında Güney Afrika’da yapılan denemede, saatte bin 228 kilometreye ulaşmış.

Bediüzzaman



Bediüzzaman Said Nursî, 1876'da Bitlis vilayetine bağlı Hizan ilçesi Nurs köyünde dünyaya geldi. Çocukluğunda çevresindeki medreselerde eğitim gördü. Kendisinde görülen harikulade zeka ve hafıza sebebiyle önceleri Molla Said-i Meşhur diye tanındı. Daha sonra "Zamanın Harikası" anlamında "Bediüzzaman" ünvanıyla şöhret buldu.
Talebelik yıllarında temel İslamî ilimlerle ilgili 90 kitabı ezberledi. Her gece bunlardan birini tekrar ediyordu. Bu tekrarlar O'nu, Kur'an ayetlerini derinlemesine anlamasına birer basamak oldu ve her bir Kur'an ayetinin bütün kâinatı ihata ettiğini gördü.
1900'lü yılların başında, doğuda Medresetü-z Zehra adında, din ve fen ilimlerinin birlikte okutulduğu bir İslam Üniversitesi kurmak fikriyle ülkenin yönetim ve hilafet merkezi olan İstanbul'a geldi ve hayatı boyunca bu fikrini gerçekleştirmek için gayret gösterdi. Doğrudan istediği şekilde bir üniversite kuramamakla birlikte dünyanın her tarafına uzanan ilim evleri açılması ile Bediüzzaman'ın hayalini kurduğu ilim yuvaları farklı bir şekilde vücud buldu.
1. Dünya Savaşı yıllarında doğu cephesinde gönüllü alay komutanı olarak hizmet etti. Savaş esnasında yaralanıp 2,5 yıl Rusya'da esir kaldı. 1917'deki Bolşevik İhtilali esnasındaki kargaşadan yararlanıp esaretten kurtuldu. Dönüşte, Genelkurmay'ın kontenjanından Osmanlı'nın en üst düzey dinî danışma merkezi olan Dar-ül Hikmet-il İslamiyye'de görev yaptı. İngilizlerin İstanbul'u işgali yıllarında onların aleyhinde Hutuvat-ı Sitte adıyla bir risale neşretti. 

Anadolu'da başlatılan İstiklal mücadelesine destek verdi.
1925 yılında Van'da eğitim faaliyetlerinde bulunurken, o sırada meydana gelen Şeyh Said hareketi sebebiyle, bu harekete karşı çıktığı halde tedbir olarak önce Burdur'a, ardından Isparta ve Barla'ya gönderildi. Burada 8 yıl kaldı. Risale-i Nur isimli Kur'an tefsirinin çoğu bölümlerini burada yazdı. Eserleri ve fikirleri sebebiyle Eskişehir Mahkemesine sevk edildi.
Sürgüne gönderildiği Kastamonu'da eserlerini yazmaya devam etti. 1943'te Denizli Mahkemesi'ne, 1948'de Afyon Mahkemesi'ne sevk edildi. Mahkemeler beraatla neticelendi.
1950'de çok partili hayata geçildiğinde dini hak ve hürriyetler genişledi. Bediüzzaman, bu dönemde eserlerini matbaalarda bastırdı.
Bediüzzaman Said Nursi, 23 Mart 1960'ta Hakk'ın rahmetine kavuştu.

Kemal Sunal



Gerçek Adı: Ali Kemal Sunal
Doğum Yeri: Küçükpazar, İstanbul
Doğum Tarihi: 11.11.1944
Boy : 1.88 m
Takma Adı : Şaban, İnek Şaban, Davaro

Onu Ünlü Yapan Ne? Hababam Sınıfı (1975) filmindeki İnek Şaban karakteri ile ünlendi.

Birliktelikleri:
  • Eşi: Gül Sunal (1965 - 2000)
Ailesi:
  • Oğlu: Ali Sunal, Oyunu, Tiyatrocu
  • Kızı: Ezo, Sunal
Ödüllerinden Bazıları:
  • 1977: 14. Antalya Film Şenliği, En iyi erkek oyuncu, Kapıcılar Kralı
  • 1998: 35. Antalya Film Şenliği, Yaşam Boyu Onur Ödülü, Kapıcılar Kralı
  • 1989: 2. Ankara Film Şenliği, En iyi erkek oyuncu, Düttürü Dünya
Eğitim:
- Vefa Lisesi, İstanbul
- Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi, Radyo Televizyon ve Sinema Bölümünü, 12 Eylül öncesi bırakmıştı, 1995'te mezun oldu. Yine aynı bölümde Yüksek Lisans yaptı.

Meraklısına...
  • Sanat hayatına, "Zoraki Takip" adlı tiyatro oyunuyla başladı.
  • 1 yıl kadar Kenterler Tiyatrosu'nda çalıştıktan sonra Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda görev aldı.
  • 1973 yılında Ertem Eğilmez'in yönettiği bir filmle sinemaya transfer oldu ve kalabalık kadrolu filmlerde rol almaya başladı.90'lı yıllardan itibaren filmleri kesintisiz olarak televizyonlarda yayınlanmaya başladı; ama kendisi bu gösterimlerden hiç para kazanmadı.Uçaktan hiç hoşlanmayan ve uzun yıllardır hiç uçağa binmeyen Sunal, Balalayka filminin çekimi için sanatçı arkadaşlarıyla birlikte Trabzon'a gitmek üzere bindiği uçak henüz yerdeyken geçirdiği kalp krizi sonucu ölmüştü (3 Temmuz 2000)
  • Ölümüyle tüm Türkiye'yi yasa boğan Sunal'ın geçirdiği kalp krizi sonrasında uçakta doktor bulunmayışı ve havalimanındaki doktorların geç müdahale ettiği ve ihmalin bulunduğu iddiaları uzun süre tartışılmıştı.
  • Sunal uçağa binmeden önce bilet kontrollerini yaptırırken hostese: ‘‘Canım, hiç gitmek istemiyor. Ama film çekimi var, gitmek zorundayım’’ demişti.
  • Sunal gibi Vefa Lisesi'nden mezun olduğunu belirten Uğur Dündar ise, Kemal Sunal'ın, arkadaşlarından ayrılmamak için bir çırpıda bitirebileceği ortaokul ve liseyi, toplam 11 yılda bitirerek, ‘‘literatüre geçecek bir arkadaşlık tutkusu’’ gösterdiğini söylemişti.
Tüm Filmleri:
  • Propaganda (1999)
  • Varyemez (1991)
  • Koltuk Belası (1990)
  • Boynu Bükük Küheylan (1990)
  • Abuk Sabuk Bir Film (1990)
  • Zehir Hafiye (1989)
  • Talih Kuşu (1989)
  • Gülen Adam (1989)
  • Uyanık Gazeteci (1988)
  • Polizei (1988)
  • Öğretmen (1988)
  • Düttürü Dünya (1988)
  • Bıçkın (1988)
  • Yakışıklı (1987)
  • Kiracı (1987)
  • Yoksul (1986)
  • Tarzan Rıfkı (1986)
  • Japon İşi (1987)
  • Garip (1986)
  • Deli Deli Küpeli (1986)
  • Davacı (1986)
  • Şendul Şaban (1985)
  • Şaban Papuçu Yarım (1985)
  • Sosyete Şaban (1985)
  • Gurbetçi Şaban (1985)
  • Katma Değer Şaban (1985)
  • Keriz (1985)
  • Atla Gel Şaban (1984)
  • Ortadirek Şaban (1984)
  • Postacı (1984)
  • Şabaniye (1984)
  • Tokatçı (1983)
  • Kılıbık (1983)
  • En Büyük Şaban (1983)
  • Çarıklı Milyoner (1983)
  • Yedi Bela Hüsnü (1982)
  • Doktor Civanım (1982)
  • Üç Kağıtçı (1981)
  • Kanlı Nigar (1981)
  • Davaro (1981)
  • Zübük (1980)
  • Gol Kralı (1980)
  • Gerzek Şaban (1980)
  • Devlet Kuşu (1980)
  • Korkusuz Korkak (1979)
  • Umudumuz Şaban (1979)
  • Şark Bülbülü (1979)
  • Dokunmayın Şabanıma (1979)
  • Bekçiler Kralı (1979)
  • Yüz Numaralı Adam (1978)
  • Kibar Feyzo (1978)
  • İyi Aile Çocuğu (1978)
  • İnek Şaban (1978)
  • Avanak Apti (1978)
  • Şabanoğlu Şaban (1977)
  • Sakar Şakir (1977)
  • Hababam Sınıfı Tatilde (1977)
  • Çöpçüler Kralı (1977)
  • Güllüşah İle İbo (1977)
  • Tosun Paşa (1976)
  • Süt Kardeşler (1976)
  • Meraklı Köfteci (1976)
  • Kapıcılar Kralı (1976)
  • Hababam Sınıfı Uyanıyor (1976)
  • Şaşkın Damat (1975)
  • Hanzo (1975)
  • Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı (1975)
  • Hababam Sınıfı (1975)
  • Köyden İndim Şehire (1974)
  • Salako (1974)
  • Salak Milyoner (1974)
  • Mavi Boncuk (1974)
  • Hasret (1974)
  • Canım Kardeşim (1973)
  • Oh Olsun (1973)
  • Güllü Geliyor Güllü (1973)
  • Yalancı Yarim (1973)
  • Tatlı Dillim (1972)

Yüzüklerin Efendisi

“Yüzüklerin Efendisi” Bir efsane,bir fenomen olarak algılandı. Orijinal adı The Lord of the Rings’dir.J. R. R. Tolkien’ın kaleme aldığı fantastik bir edebiyat serisi. Üçleme sırasıyla Yüzük Kardeşliği, İki Kule, Kralın Dönüşü kitaplarından ve j.r.r tolkien’in araştırmalarından oluşuyor… Bu üçleme, 1937’de yayımlanan Hobbit isimli eserin devamı niteliğindedir. Öykü kronoloji olarak jeolojik dönemlerde meydana geliyor. Bu iyilik, kötülük mücadelesi tüm dünyayı olduğu gibi bizi de etkiledi. Sineması milyar dolarlar kazandı. Heyecanla beklenen devam filmlerinin tekrar izlenmesi gerekli görüldüğünden Dvd, Cd ve sonradan Tv’de yayınlandı. Görselliğin ve animasyonun son devrin teknolojisi kullanılarak yapılmış, ustalıkla kullanılan çizimler sayesinde etkisinden kolay kolay kurtulamadığınız bir seridir. Sinemanın rutin felsefesine aykırılık gösteriyor. Hayalin, kurgunun içerisinde Batı edebiyatının son yüzyıl incilerinden. Okurken ve izlerken aynı heycanı alıyorsunuz. Eleştirilerle, yakıştırılan mazisini tamamladı, raflara konuldu. Çocuklara masal diye anlatılacak kadar yer etti içimizde(!). Biz,Selahaddin Eyyubi’den, Dede Korkutan hikayeleri bir kenara bırakınca maalesef kendi sesimiz tükendi ve kültürel sömürgeye karşı koyamadık.Sömürünün kültürel versiyonu, Sokratesin dedigi gibi tek dişi kalmış bir canavar idi. Cürüm; sporda atamayana atarlar gibi, edebi kinayede ’Bilmeyene öğretirler‘ oluyor. Bu yüzden ileride dünya medeniyetini öğrenmemiz yetecek, kendi uygarlığımız batan bir gemi bordası gibi okyanusun dibini boylayacak. Utanmak yüzü kızaranlara kalmalı, yüzsüzlere değil. Meseleyi muhafazakarlık görenler hala göredursunlar, ben dümeni 360 derece kırıyorum. fikrim şudur: ‘’Yüzüklerin Efendisi’nde geçen -Mordor-kenti(Org diyarı);Hint,terminolojisinde -Mardar-ile yakınlık ilişkisi gösteriyor. Sözcüğün yontulmuş, değiştirilmiş olduğu ve yazarın manasız, göndermesiz bir yaratımda bulunmayacağı kanaatindeyim. Aksini düşünenler için bir de düşündüklerinin aksini düşünmelerini istiyorum. Yakınlık kurmamak elde değil. Dünyada meydana gelen sözcüklerin hiçbir ilişkiden, bağlantıdan, mecazdan, yan anlamdan arî olduğu söylenemez. Hiç varolmayan bir sözcüğü bile harflerin yer değişimi ya da yeni harfler ekleyip, harfler çıkararak; anlamlı anlamsız, meydana getirilebiliyoruz ki bu şehrin adı sallama ile ortaya konmayacak kadar vurgulu. Yazarın’’Yaşadığım çağdan yararlanarak tarihin derinliklerinde geçen fantastik bir öykü’’olarak kabul etmesi boşun değildir. Üstteki sözler yargımı destekler nitelikte. Kötülükler şehrinin adı tesadüfi üretilmiyor. Sözcük, ustaca değiştirildi ve manası şifrelenmiş şekilde kitaba konuldu. Mardar, Hintçe-Hindi-manasına gelmekte. Aynı Turkey’in, İngilizcede isim babında olduğu gibi. Okur bilakis bilmiyordu,-Mardar-sözcüğünün manasından üretilen bu şehir(Org diyarı) dünyaya kötülük ediyordu. Yaratıkların görsel biçimleri ve çıktıkları kabuğun bu denli iğrenç hali gözden kaçmadı. Çıktıkları kabuğu unutmayalım (Mardar derisi). Amaçları sadece savaş, yıkım, zulüm ve cinayet diye aktarılıyor. Bir de Saruman var, devşirme (Osmanlı’daki gibi).’Göz’ tarafına geçmiş kendi ırkına (Batı şovenistliğine göre)-Anglosakson’lara- ihanet etmiştir. Mübalağası, Sokulu Mehmet Paşa. Kardeşi bir Papaz’dı. O Müslüman bir devlet yöneticisi. Bağlantısı var ya da yok, size bırakıyorum.’’ Filmin sonunda, Orta Dünya Orta Doğu-Vadedilmiş toprakları, muazzam savaşlarla kazanan Batı’nın özgür halkı yeniden inşa ediyor, orada barışı sağlıyor, tüm Org’ları toprak altına yolluyor. Kenetlenme, fedakarlık, yiğitlik doktrinleri; halkların birleşmesini, yani küreselleşmeyi tamamlamıştır. Yeni dünyanın kralı malum kişi…

Bir Deniz Sultanı Barbaros

Denizcilikte bir devir Barbaros Hayrettin Paşa, Osmanlı Devleti’nin şanlı Kaptan-ı Derya’larından olan Barbaros Hayrettin Paşa 1476 yılında Midilli Adasında doğmuştur. Asıl adı Hızır olup kendisinden korkan Avrupalı Devletler tarafından konulan Barbarossa yani Kızıl Sakallı anlamına gelen bir lakap konulmuştur.
Din ve devlet işlerinde yaptığı büyük işlerden dolayı ödülden ödüle koşmuş olan Barbaros’a asrının Cihan padişahı olan Kanuni Sultan Süleyman tarafından “Dinde hayırlı olan” manasına delen Hayrettin lakabı verilmiştir. Babası Midilli Adası 1462 yılında Osmanlı Devleti tarafından fetih edildikten sonra buraya kale muhafızı olarak Nurullah Yakup Ağa’dır. Midilli Adası’nın fethinde üstün başarı göstermesinden dolayı kendisine tımar olarak verilen Bonova Köyü’ne yerleşen Nurullah Yakup Ağa bu köyde yetiştirdiği dört oğlu vardır; İshak, Oruç, Hızır ve İlyas’ın tahsillerine büyük önem verdi. Dört kardeş, dinî ilimler tahsilinin yanı sıra Arapça, Yunanca, İtalyanca, İspanyolca ve Fransızca da öğrenerek yetiştiler. Bu dört cengaver kardeşten üçü, İshak, Oruç ve İlyas Reis şehit olarak vefat etmişlerdir.
İlk olarak denizcilik yapan Barbaros Hayrettin Paşa Dünya’nın bütün okyanuslarına ve denizlerinde nam salmış bir kaptan-ı deryadır.

barbaroshayrettin

kaynak : bilgiyazar.net
popho reklam

İzleyiciler

Link Dostluğu

sitebilgi sitebilgi sitebilgi sitebilgi sitebilgi sitebilgi sitebilgi sitebilgi sitebilgi sitebilgi sitebilgi sitebilgi sitebilgi sitebilgi sitebilgi sitebilgi sitebilgi sitebilgi sitebilgi sitebilgi sitebilgi sitebilgi sitebilgi sitebilgi
Tüm haklar saklıdır - Düzenli Blog